Birbirimize neden ihtiyacımız var?
Bir mutualizm örneği olan bu hikayeyi daha önce belki bir yerlerde işitmişsinizdir. Ama bu sefer farklı bir taraftan dinleyeceksiniz. Bu hikaye, bulutlara kadar uzanan fasülyenin üzerinde, yapraklarına basa basa ilerleyen Jack adlı bir çocuğun hikayesi. Jack yaptığı solunum sonucu açığa çıkan karbondioksiti ortama verir, buna karşılık fasülyenin ürettiği oksijeni alır. Tam bir kazan kazan ilişkisi. Fasülye, ortamdan su ve karbondioksiti alır güneşten gelen ışık enerjisiyle çeşitli tepkimeler gerçekleştirir ve ürettiği glikozu depolar, oksijenin ise ihtiyacı kadarını kullanır, kalanını atmosfere verir. Jack ise aldığı besinlerdeki glikozu oksijenle yakarak üretilen kimyasal enerjiyi (ATP) kaslarıyla fasulyeye tırmanmak için harcar. Bu stabil düzende atmosferdeki gaz oranının da eşit olması beklenebilir belki ama havamızın %21'i oksijen, %1'den azı karbondioksit ve %78 kadarı proteninlerimizde ve hatta DNA'mızda bile olan ayrılmaz parçamız azottur.