Deveci...

Yıl 1960. Bir gün av dönüşü, hayvan izine düşmüş küçük bir armut dikkatini çeker kahramanımızın. Armutu alır inceler, mevsimi çoktan geçmiş olmasına rağmen sapasağlam kalan bu meyvenin ağacını aramaya başlar ormanda. Bulur, ağaçtan birkaç aşı kalemi alır. Kendi deyimiyle bunları Fransız ve İtalyan armutlarıya evledirir. Üç yıl sonra bu evlilikten 1.5 kiloyu bulan meyveler olur. Bunlar artık Deveci Armutudur.

Birinci dünya savaşı sonrası Samsun'a göçen bir ailenin çocuğudu Lütfi Deveci. 1929 yılında istememiş olsada Samsun Ticaret okulunu bitirir. Dünya ekonomik krizi nedeniyle Avrupaya çok istediği tarım tahsilini yapmaya gidemez. Tabi bu sevdasını sekteye uğratmaz. Eğitimine Bursa Ziraat Mektebi'nde devam eder. Zaten o yıllarda tarım alanında eğitim veren yüksek okul yoktur. Atatürk'ün ülkedeki bütün ziraat mekteplerin kapatıp, yalnızca Bursa'yı bırakmasını ve oraya büyük yatırımlar yaptığını da ekler Deveci. 1932'de birincilikle bitirir okulu, Avrupa'da alamadığı eğitimi ziraat mektebindeki Alman hocalarıyla telafi eder.  Ardından atanır, belediyede çok iyi işlere imza atıp ünü Ankaraya ulaşınca bir çok siyasetçiyle tanışma, Avrupadaki modern üretim tesislerini gezme fırsatı bulur. İsmet İnönü, Celal Bayar, Şükrü Saraçoğlu gibi devlet adamlarına yaptığı çalışmaları anlatır, onların takdirini toplar.


Memur olarak atandığı bir çok bölgenin kalkınmasını sağlayan Deveci'nin yazdığı ziraat kitapları da vardır. Fransızların seçtiği dünyanın en iyi 20 ziraatçisinden biridir. Bulduğu Deveci armudu Türkiye'nin en çok tüketilen cinslerindendir. Bu güne kadar ölçülmüş en ağır Deveci armudu 2 kilo 867 gramdır. 2019 yılında, Türkiye'deki Santa Maria ve Deveci armutlarının yarısını üreten Bursa/Gürsu Deveci armutunun coğrafi işaretini almıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖCÜ MÜ GDO MU?

ROPS: Traktör kazası sebebiyle meydana gelen ölümlerin yarıdan fazlası devrilme yüzünden.

-Pestisit çeşitleri ve insektisitlerin etki ettiği sistemler ve mekanizmalar-